Jokic’in Mükemmelliği: Alışmaya Başladık mı?
Nikola Jokic’in her triple-double yaptığı zamanlar manşet oluyordu. Şimdiyse bu, NBA’de sıradan bir gece. Sezonun ilk yedi maçında beş kez triple-double yapması, çoğu oyuncu için bir ‘erken sezon şaheseri’ olarak selamlanırdı. Ancak Jokic için artık neredeyse hiç ses getirmiyor.
Miami Heat galibiyetindeki son performansı (33 sayı, 15 ribaund, 16 asist) bile büyük bir tantana olmadan geçip gitti. Ne hararetli tartışmalar, ne viral klipler; sadece bir Nikola Jokic maçı daha. Bu, ürkütücü bir soruyu akla getiriyor: Nikola Jokic’i hafife mi almaya başladık?
Mükemmellik Rutinleşince
Hikayelerin domine ettiği bir ligde, Jokic bir şekilde arka plan gürültüsü haline geldi. Shai Gilgeous-Alexander’ın yükselişi, Victor Wembanyama’nın tarihi çift yönlü performansı, Luka Doncic ve Giannis Antetokounmpo’nun MVP momentumları manşetleri kaplıyor. Tüm bunlar yaşanırken, Jokic diğer oyuncuların kariyerini tanımlayacak bir seviyede üretmeye devam ediyor, ancak bu, ‘olağan işleyiş’ olarak kabul ediliyor.
Belki de bu, istikrarın lanetidir. Jokic altı yıldır MVP standartlarında oynuyor ve olağanüstü basketbolu zahmetsiz gösteriyor. Büyüklüğü, etkisini değil, yeniliğini kaybetti. NBA dünyası, 25-12-12 istatistik çizgisini ondan her gece bekler hale geldi.
Jokic’in oyunu, geleneksel şovlardan uzaktır. Savunmacıların üzerinden uçmaz veya smaçlardan sonra bağırmaz. Bunun yerine, açıyı manipüle ederek, şutörleri bularak ve savunmaları kırılana kadar eğerek rakiplerini cerrahi bir hassasiyetle analiz eder. Basketbolun en zor kısımlarını ikinci doğası gibi gösterir. Ve belki de bu yüzden, onun hakimiyeti artık bizi şok etmiyor.
Yakından izlendiğinde, bunun normal olmadığı açıktır. NBA tarihinde hiç kimse, bu tür bir skor verimliliğini, oyun kurma yaratıcılığını ve ribaund kontrolünü tek bir bedende birleştirmedi.
Kanıksamanın Bedeli
Bu, Jokic’e yönelik bir tür “oyuncu yorgunluğu” (voter fatigue) olabilir; sadece ödül oylamasında değil, halkın bilincinde de. Bir oyuncu bu kadar uzun süre mükemmelliği sürdürdüğünde, doğal olarak ilgi başka yerlere kayar.
Ancak şunu hatırlamakta fayda var: O hala basketbolun en iyi oyuncusu.
2019’dan beri Jokic, yaklaşık 26 sayı, 12 ribaund ve 9 asist ortalamasıyla Denver Nuggets’ı 2023 şampiyonluğu da dahil olmak üzere sürekli başarıya taşıdı. Ve bunu yapmaya devam etse bile, adı genellikle daha gürültülü hikayelerin arka planında kayboluyor.
Gerçek şu ki, onun büyüklüğünü o kadar normalleştirdik ki, artık tam olarak takdir edemiyoruz. Jokic’in kötüleştiği değil, herkesin daha gürültülü hale geldiği doğru.
Nuggets, Batı’nın Zirvesine Sessizce Tırmanıyor
Jokic’in parıltısının gözden kaçmasının bir kısmı, Nuggets’ın sessiz geçen yaz dönemi. Diğer takımlar gösterişli hamleler yaparken, Denver gösteri yerine cerrahi hassasiyetle hareket etti.
2023 şampiyonluğunun kilit parçalarından Bruce Brown’ı geri getirdiler. Ayrıca Cameron Johnson takasıyla sistemi tamamlayan, bencil olmayan bir oyuncu eklediler. Yıllardır süren yedek pivot sorununu da Jonas Valanciunas ile çözdüler.
En hafife alınan hamle ise sağlıklı bir Jamal Murray ve Aaron Gordon’ın geri dönüşü. İkisinin sahadaki varlığı, Denver’ın kimliğini tamamlıyor. Murray’nin Jokic ile ikili oyunu hala durdurulamaz bir aksiyonken, Gordon’ın kesmeleri ve savunması Nuggets’ı iki uçta da dengeliyor.
Thunder, Lakers ve Rockets manşetleri domine ederken, Nuggets sessizce Batı Konferansı’nın zirvesine tırmanıyor. Daha dengeli bir kadro, daha iyi derinlik ve yenilenmiş bir çekirdek ile Nuggets, derin bir koşuya daha hazır. Ve tüm bunların merkezinde —hem kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi olarak— Nikola Jokic var, hala eşsiz bir kontrolle her şeyi yönetiyor.
O hala Denver basketbolunun motoru, beyni ve kalbi. Ve yine de, bir şekilde ondan bahsetmeyi bıraktık.
Olağanüstü Olanın Normalleşmesi
Belki de sürekli mükemmelliğin bedeli budur; o kadar tutarlı bir şekilde mükemmel olmaktır ki, dünya bunu fark etmeyi bırakır. Ama tarih, şimdiki zamanın gözden kaçırdığını hatırlayacaktır.
Jokic sadece büyük sayılar üretmiyor; uzun bir oyuncu için neyin mümkün olduğunu yeniden şekillendiriyor.
Bir gün, geriye dönüp baktığımızda, bu sezonların normal olmadığını anlayacağız. Onlar, gözden uzak saklanan şaheserlerdi.
Nikola Jokic düşüşe geçmedi — aksine, hala tırmanıyor. Yukarı bakmayı unutanlar ise biziz.


Jokic gerçekten akıl almaz bir oyuncu.
Umarım en yakın zamanda bu seviyelerde Alperen Şengün’ü de görürüz.